DÜNYA SİNEMA TARİHİ: ÇOCUKLARIN GÖZÜNDEN (SON)
Kayıp Çocuk
Katılımcılarla uzun süren çalışmalarımızın sonucunda filmimiz Kayıp Çocuk artık sunulmaya hazır. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma çok teşekkürler. Sizlere de iyi seyirler…
Kayıp Çocuk
Katılımcılarla uzun süren çalışmalarımızın sonucunda filmimiz Kayıp Çocuk artık sunulmaya hazır. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma çok teşekkürler. Sizlere de iyi seyirler…
Bu hafta katılımın çok düşük olduğu bir ders yaptık. Bu yüzden çok fazla tartışma gerçekleştiremedik. Fakat beraber güzel bir film izledik. Vecide (Wadjda, 2012) filminin yönetmenliğini Suudi Arabistanlı Haifaa Al-Mansour yapıyor. Filmde küçük bir kız kullanması hoş karşılanmayacağına rağmen bir bisiklet almak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Okulda düzenlenecek Kuran okuma ve bilgi yarışmasını kazanmayı ve o ödülle yeterli paraya ulaşmayı planlıyor. Bunun paralelinde ise kendisi de kadın olan yönetmen ülkede yaşayan tüm kadınların yaşadıkları zorlukları ve mücadelelerini gerçekçi bir şekilde gözler önüne seriyor.
Ben kısaca iletişim modelinden bahsettim. Buna bağlı olarak mesajın farklı alımlanabileceğini, bir filmi izleyen farklı kişilerin farklı anlamlar verebileceği üzerine konuştuk. Bunun dışında filmle ilgili de filmin gerçekçiliği ve kurgusu üzerine biraz konuştuk. Ayrıca katılımcılar çok sevindirici bir şekilde ilk kez bu tarz bir film izlediklerini ve çok beğendiklerini söylediler. Bu tarz film derken kastedileni aslında endüstriyel ve sanat sineması ayrımına denk düşen bir şekilde anlamlandırdım.
Bu hafta bir süredir planladığımız dernekte kadınlarla sinema atölyesi fikrini hayata geçirmeyi başardık. İlk haftayı tanışma ve beraber neler yapabileceğimizi konuşma olarak düşünmüştük. Fakat sonra ben sinemanın nasıl başladığını anlatma isteğimden vazgeçemeyip yine çocuklarla yaptığıma benzer bir başlangıç yaptım.
(http://www.sinankadife.com.tr/2017/01/dunya-sinema-tarihi-cocuklarin-gozunden-1-hafta/)
Bunun dışında benim aklımda beraber yapılabilecek iki fikir vardı. Bunlardan ilki Arapça konuşulan ülkelerin sinemalarından örneklerin izlenmesi, eleştirilmesi ve karşılaştırılmasıydı. Belki daha sonra bununla ilgili yazılı üretimler gerçekleştirebileceğimizi düşünüyordum. Katılımcılar bu fikri çok sevdi ve yapmak istediklerini söylediler. Atölyeye bu şekilde başlamayı kararlaştırdık.
Ben de tekrar film araştırmalarına dönmüş oldum. Şu anda Cezayir, Bahreyn, Comoros, Cibuti, Mısır, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Libya, Moritanya, Fas, Umman, Filistin, Katar, Yemen, Suudi Arabistan, Somali, Sudan, Suriye, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri, Batı Sahra ve Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti’nden genel izleyiciye (yanlarında çocukları da olduğu için) hitap eden güzel filmler arıyorum. İlgililere duyurulur.
Aklımda olan ikinci şey ise beraber bir kukla şovu yapmaktı. Çocuklar için bazı temalarda birkaç dakikalık bölümlerden oluşan bir internet dizisi yapabileceğimizi düşündüm. Bir sunucunun kuklalarla konuştuğu ve mesela çevre temalı programda koyun karakterinin yiyecek ot bulamadığı için üzgün olması hakkında konuştuğu kısa videoları birkaç dilde yapabileceğimizi bahsettim. Bunun için de önce karakterleri, temaları, senaryoları hazırlamamız, sonra da kuklaları dikmemiz gerekecek. Katılımcılar bu fikre de çok sıcak yaklaştılar. Ama bunu şimdilik zamana bıraktık.
Resim önümüzdeki haftaya dair bir ipucu 🙂
Atölye ile ilgili yine bir süredir bilgi vermedim. Aradan geçen bu süreçte çocuklarla filmin çekimi için bütün hazırlıkları çok sayıda kişinin yardımıyla tamamladık. Daha sonra çekim aşamasına geçtik. Çekimleri gönüllü olarak yardıma gelen arkadaşların sayesinde kısa bir sürede tamamlamayı başardık. Sonra ben yorucu bir kaba kurgu sürecine girdim. Şu an o da tamamlanmış durumda. Bundan sonra müzik ve ince kurgunun da tamamlanmasıyla filmimiz bitmiş olacak. Bunun dışında çocuklarla olan atölyemiz sinematek tarzında devam ediyor. Her hafta beraber güzel bir film izleyip ardından tartışmaya devam edeceğiz. Bu arada Ters Yüz (2015) ve Ratatouille (2007) filmlerini izledik bile.
Uzun zamandır çocuklarla atölyede yaptıklarımızla ilgili bir güncelleme paylaşmamıştım. Aradaki zamanda yaptıklarımızı kısaca bir özetlemek istedim. Bu süre içerisinde bütün filmi kapalı alanda çekmenin daha mantıklı olacağına karar verdik. Daha sonra ofisimizin alt katındaki depoyu sete çevirmeye başladık. Burası daha önce kullanılmadığı için kullanılacak hale getirmek için yapılacak çok iş vardı. Ofisteki herkesin katkıları ile burasının kullanıma hazır hale gelmesine çok az kaldı. Şu ana kadar temizliğini yaptık. Giderleri kapattık. Duvarları fon perdelerle kapladık. Depodan geçen boruları setle uyumlu bir şekilde dekor haline getirdik. Bu şekilde bir taraf içerisinden sarmaşık geçen bir orman, diğer taraf ise içerisinde bir sürü ev olan sihirbazlar şehri haline geldi. Bundan sonra yerin kaplanması, bazı yerlere silikon çekilmesi vs gibi ufak işler kaldı.
Çekimler için gerekli teknik ekip ve ekipman için planlamalar yapıldı.
Dekorlar için farklı bir yöntem izledik. Dekorların da hareketli olmasının küçük alanda bize daha çok hareket imkanı tanıyacağını düşündük. Ayrıca böylece çocuklara uygun müsamere benzeri bir tarz yakalayabilecektik. Bunun için duralit adlı çok ince esnek ahşap malzemeden kendimize üç ağaç ve üç ev yaptık. Bunları çocuklar taşıyacaklar ve yüz bölümlerinden onları da göreceğiz.
Bunun dışında kostümler için de hazırlıkları sürdürüyoruz. Onları da kısa sürede bitirmeyi ve çekimlere en kısa sürede başlamayı planlıyoruz.
Şu an olarak eksiklerimiz de yapılmamış bir sahne (Kral Sihirbaz’ın Sarayı) , kostümlerin büyük bir kısmı, hikayede öneme sahip bazı nesneler (sihirli küre, çantalar, vb.) ve konuk oyuncularla iletişim duruyor.
Bu hafta sinema atölyesini, Meryem Hoca’nın resim dersi ile birleştirdik. Bu şekilde atölyenin katılımcılarının, dekor ve kostümlerle ilgili görsel fikirlerini almış olduk. Katılımcılardan hikayedeki önemli karakterleri, yerleri ve cisimleri çizmelerini rica ettik. Yaratıcı ve enteresan resimler geldi. Sonuçları aşağıda bulabilirsiniz.
Bu hafta gerçekleştirdiğimiz atölyede çocuklarla senaryo bölümünü tamamladık. Böylece sinopsisimizi bitirmiş olduk. Senaryo haline getirmek biraz daha teknik olduğu için katılımcıları sıkmamak için o kısmı ben halledeceğim. Bugün önce sinopsisi tekrar okuduk ve bazı ufak değişiklikler yaptık. Sonra senaryoya Kayıp Çocuk ismini vermeye karar verdik. Daha sonra sinopsiste geçen bazı yerleri nasıl sahneleyebileceğimiz üzerine çalıştık.
Bunun dışında çekimler için nasıl bir planlama yapabileceğimizi konuştuk. Okullar bittikten sonra çekimlere başlamayı düşünüyoruz. Bundan önce kostümleri, çekim yerlerini ve dekorları ayarlamamız gerekiyor. Hem bunlar hem de sahnelemeler için Çocuk Dostu Alandaki diğer eğitimcilerle birlikte çalışmamız gerekiyor. Ayrıca çekim için küçük profesyonel bir grup oluşturmayı planlıyoruz. Çekim ekibinin çocuk asistanları olacak. Diğer çocuklar ise oyuncu olarak görev alacaklar.
Çekimler başlayana kadar bundan sonra birlikte film izlemeye devam ederiz.
Bu hafta çocuklarla kolektif olarak yazdığımız senaryomuzu yoğun ve yorucu tartışmalar sonucu tamamlamayı başardık. Artık yavaş yavaş çekim hazırlıklarına başlayabiliriz. Senaryomuzun hala adı yok ama önümüzdeki hafta bulmuş oluruz. Senaryomuz ve çekimi hakkında yorumlar ve iş birliklerine açığız.
İSİMSİZ SENARYO
Uzayda bilinmeyen bir zamanda ve yerde, bir okulda insan ve robot çocuklar bir arada eğitim görmektedir. Burada robot ve robo-boogie gibi dans eğitimleri almaktadır. Bir gün Kral Sihirbaz, Çantalı Çocuğun çantasını onun her gün spor yaptığı parkta bilerek değiştiriyor. Çantalı Çocuk okulda çantasını sırtına geçirdiğinde ortadan kayboluyor. Bu şekilde onu sihirbazların şehrine gönderiyor. Daha sonra arkadaşları onu aramaya başlıyorlar. Arkadaşları önce okulu sonra şehri, ellerinde arkadaşlarının fotoğrafı ile arıyor. Sonra şehirdeki insanlar, onları şehrin en yaşlısı olan bilgili Yaşlı Robot’a yönlendiriyorlar. Yaşlı Robot’u tarlada çalışırken buluyorlar. Yaşlı Robot arkadaşı olan çocuğun kaybolmasına çok üzülüyor. Bu işin olsa olsa Kral Sihirbazın bir şakası olacağını söylüyor. Daha önceki bir şakasından örnek veriyor. Onlarla birlikte sihirbazların ülkesine çantalı çocuğu aramaya gidiyorlar. Çocuklar sihirbazları hiç görmeseler de onlar hakkında olumsuz şeyler düşünüyorlar ve biraz korkuyorlar. Buna rağmen iki şehrin arasındaki ormana girerler ve sihirbazlar şehrine doğru ilerler.
Bu sırada çantalı çocuk çantayı taktığında kendini sihirbazların şehrinde buluyor. Sihirbazlar daha önce insan görmedikleri için hepsi bir yerlere kaçıyor ve saklanıyorlar. Çantalı çocuk ilerledikçe onun gittiği yerdeki tüm sihirbazlar kaçıyorlar. Kral Sihirbaz da sarayında gülerek olanları izliyor. Sonra içlerinden küçük cesur bir sihirbaz, çantalı çocuğun yanına gidiyor. Biraz muhabbet ediyorlar ve iyi anlaşıyorlar. İkisinin iyi anlaştığını gören diğer sihirbazlar saklandıkları yerden çıkıyorlar ve onların yanına gidiyorlar. Onlar da çantalı çocuğu çok seviyorlar. Çocuk eve nasıl dönebileceğini onlara soruyor. Onlar da tarif ediyorlar fakat Kral Sihirbaz’ın izni olmadan şehirden çıkılamayacağını söylüyorlar. Bu yüzden yakın zamanda başlayacak hızlandırılmış sihirbazlık eğitimine katılmasını öneriyorlar. O da evini çok özlemesine rağmen eğitime katılmaya karar veriyor ve bir süre daha orada kalmaya karar veriyor.
Yaşlı robot ve çocuklar ormanda ilerlerken karşılarında bir aslan görüyorlar. Aslan onları kovalamaya başlıyor. Çocuklar dağılıyorlar. Bir çocuk aslan peşinde koşarken ayağı bir şeye takılıp düşüyor. Sonra çocuk takıldığı şeyin kırmızı bir küre olduğunu görüyor. Küreyi eline alıp aslana doğru tutuyor ve aslan küreyi gördüğü gibi kaçıyor. Bu küre aslında Kral Sihirbaz’ın sihirli küresiymiş.
Kral Sihirbaz, Çantalı Çocuk geldiğinde sihirbazların korkmasına gülerken Prens Sihirbaz küreyi oynamak için almış ve ormanda oynarken kaybetmiş. Fakat bu küre Kral Sihirbaz için çok önemliymiş ve onun gücünün önemli bir parçasıymış. Ayrıca küre eline aldığı kişide şaka yapma isteği uyandırıyormuş.
Yaşlı robot ve çocuklar küre yanlarında ilerlerken küre kimin elindeyse onun kötü şakalar yaptığını fark etmişler. Sonra yolda ilerlerken yaralı büyük bir kuş görmüşler. Gidip ona yardım etmişler. Daha sonra yaralı kuş ayağa kalkmış onu takip etmelerini isteyerek yürümeye başlamış.
Bu sırada çantalı çocuk sihirbazlık okulunda bazı sihirbazlık numaraları öğreniyormuş. Fakat arkadaşlarını hatırlayıp üzülüyormuş.
Yaralı kuş önde diğerleri arkada ilerlemişler. Daha sonra orman sihirbazları ile karşılaşmışlar. Orman sihirbazları şehirden Kral Sihirbaz’ın şakaları yüzünden daha önceden kaçmışlar. Burada ekolojik tarım yaparak şehirden uzak huzurlu bir hayat sürdüklerini söylemişler. Yaralı kuşlarına yardımcı oldukları için yaşlı robot ve çocuklara çok teşekkür ediyorlar. Karşılıklı birbirlerine hikayelerini anlatıyorlar. Onlar da yardımcı olabileceklerini söylüyorlar.
Orman sihirbazları yaşlı robot ve çocuklara nasıl içeri girilebileceğini anlatıyorlar. Fakat çıkış için Kral Sihirbazdan onay almaları gerektiğini söylüyorlar. Onlar da tamam deyip içeri giriyorlar. İçeride onları gören küçük bir sihirbaz, onların Çantalı Çocuk’a benzediklerini görüp onları hemen çantalı çocuğun yanına götürüyor. Sonra çantalı çocuk, yaşlı robot ve çocuklar birbirlerine kavuştukları için çok seviniyorlar. Sonra şehirden çıkmak için planlarını çantalı çocuğa anlatıyorlar.
Sonra hep birlikte saraya gidiyorlar. Sarayda Kral Sihirbaz’ın karşısına çıkıp sihirli küreyi ormana sakladıklarını eğer hepsinin çıkmasına izin verirse ona yerini göstereceklerini söylüyorlar. Kral Sihirbaz küreyi bulabileceği için çok seviniyor ve anlaşmayı kabul ediyor.
Sonra ormanda ilerliyorlar. Yaşlı Robot ve çocuklar, sihirli küreyi sakladıkları yere gidiyorlar. Sonra sihirli küreyi alarak onunla oynamaya başlıyorlar. Kral Sihirbaz sihirli küre düşüp kırılacak diye çok korkuyor ve ona vermeleri istiyor. Sonra Kral Sihirbaz üzülüp yere oturunca Çantalı Çocuk, Kral Sihirbaz’a sihirli küreyi veriyor. Kral Sihirbaz çok seviniyor ve aldığı gibi koşarak sarayına gidiyor. Sonra şimdi size ben şakalar yapayım da görün diyor. Fakat sonra sihirli küre çalışmıyor. Sonra üzeri biraz tozlanmış bir sileyim dediğinde kürenin gerçek olmadığını boyanmış olduğunu görüyor.
Yaşlı Robot ve çocuklar aslında orman sihirbazlarının önerisiyle gerçek küreyi nehre atmışlar. Normal bir küreyi onun gibi boyamışlar.
Sonra Yaşlı Robot ve çocukların, Çantalı Çocuk ile birlikte gülerek kendi şehirlerine girdiği görülüyor.
-SON-
Kim, nerede, ne yapıyor?
Bu hafta atölyemize çocukların senaryo yazımı konusunda hayal gücünü geliştirmek için arkadaşım Fatma Tulum’dan öğrendiğim “Kim, nerede, ne yapıyor?” oyunu ile başladık. Bunun için ben derse gitmeden önce geçen hafta bir kısmını yazdığımız senaryonun içinden düşünerek karakterler, mekanlar ve bazı eylemler yazdım. Bunları küçük kağıt parçalarına yazıp üç ayrı bardağa doldurdum. Sonra çocuklardan karakter, mekan ve eylem bardağından birer tane çekmesini istedim. Sonra da çıkan sonuçlara göre kağıtları çeken çocukla ortaya çıkan cümle ile ilgili konuştuk. Nasıl böyle bir durum olduğunu, neden böyle yaptığı gibi. Bu uygulama çok başarılı oldu ve birkaç cümle doğrudan senaryoya katkı yaptı. Mesela “Yaşlı Robot tarlada üzgündü.” , “Kral Sihirbaz sarayda gülüyordu.” Senaryoyu doğrudan etkiledi.
Senaryo (Devam)
Bir önceki hafta yazdığımız senaryoya da bazı düzenlemeler eklemeler getiren senaryomuzun yeni kısmı aşağıdadır.
Bir önceki haftanın çanta meselesini bu hafta çözdük. Kral sihirbaz çantalı çocuğun çantasını onun her gün spor yaptığı parkta bilerek değiştiriyor. Bu şekilde onu sihirbazların şehrine gönderiyor. Daha sonra arkadaşları daha önce anlattığımız gibi onu aramaya başlıyorlar. Sonra şehirdeki insanlar onları şehrin en yaşlısı olan yaşlı robota yönlendiriyorlar. Yaşlı robotu tarlada çalışırken buluyorlar. Yaşlı robot aynı zamanda arkadaşı olan çocuğun kaybolmasına çok üzülüyor. Bu işin olsa olsa Kral Sihirbazın bir şakası olacağını söylüyor. Daha önceki bir şakasından örnek veriyor. Onlarla birlikte sihirbazların ülkesine çantalı çocuğu aramaya gidiyorlar.
Bu sırada çantalı çocuk çantayı taktığında kendini sihirbazların şehrinde buluyor. Sihirbazlar daha önce insan görmedikleri için hepsi bir yerlere kaçıyor ve saklanıyor. Çantalı çocuk ilerledikçe onun gittiği yerdeki tüm sihirbazlar kaçıyor. Kral Sihirbaz da sarayında gülerek olanları izliyor. Sonra içlerinden küçük cesur bir sihirbaz, çantalı çocuğun yanına gidiyor. Biraz muhabbet ediyorlar ve iyi anlaşıyorlar. İkisinin iyi anlaştığını gören diğer sihirbazlar saklandıkları yerden çıkıyorlar ve onların yanına gidiyorlar. Onlar da çantalı çocuğu çok seviyorlar. Çocuk eve nasıl dönebileceğini onlara soruyor. Onlar da tarif ediyorlar. Ama yakın zamanda başlayacak hızlandırılmış sihirbazlık eğitimine katılmasını öneriyorlar. O da evini çok özlemesine rağmen eğitime katılmaya karar veriyor ve bir süre daha orada kalmaya karar veriyor.
Bu sırada arkadaşları ve yaşlı robot da onu aramak için ormana giriyorlar. Bir de ek olarak Kral Sihirbaz’dan, sihirbazlar şehrindeki sihirbazların da rahatsız olduğunu öğrendim. Galiba bu iki ekip birleşerek ona karşı bir girişimde bulunacaklar. Ben şu anda öyle hissediyorum. Bir önceki haftaki dedektif fikrini kabul etmediler. 🙂
Mars’a gitsen ne götürürdün?
Bu hafta “Mars’a gitsen ne götürürdün?” oyunu ile çocuklarla sinema atölyemize devam ettik. Bu oyunda birisi Mars’a gidecektir. Fakat yanında götüreceklerini sadece belli bir kurala göre götürür. Diğerleri de “Mars’a A’yı götürür müsün?”; “Mars’a B’yi götürür müsün?” şeklindeki sorularla bu kuralı tahmin etmeye çalışırlar. Bulduklarında Mars’a gidecek kişi değişir ve oyun yeni bir kuralla devam eder. İlk Mars’a gidecek olarak ben sadece elektrikli aletleri götürdüm. Benden sonraki arkadaş sadece canlıları götürdü. Ondan sonraki de sadece giyecekleri götürdü. Bunun dışında aynı dili konuşanlar arasında oynanırsa alfabetik kurallar da kullanılabilir.
Çekilmek Üzere Kolektif Senaryo
Beraber çekmek üzere kolektif bir senaryo yazımına bu hafta başladık. Çok yoğun tartışmalar eşliğinde ilk hafta için çok iyi bir yere ulaştık. Konuyla ve olaylarla ilgili sırayla tüm katılımcıların fikirlerini alıp sonra fikir birliği olduğunda ilerlemeye devam ediyoruz. Bu çalışma ayrıca beraber çalışma kültürünü edinmek ve başkalarının fikirlerine saygı duymayı öğrenmek açısından çok faydalı oldu. Ufak sorunlar yaşasak da sonunda hepimizin ufak katkılarıyla, başlarken hiç birimizin aklında olmayan güzel bir senaryoya başlamış olduk.
Senaryo Metni
Uzayda bilinmeyen bir zamanda ve yerde, bir okulda insan ve robot çocuklar bir arada eğitim görmektedir. Burada robot dansı ve robo-boogie gibi dans eğitimleri almaktadır. Bir gün içlerinden biri yeni bulduğu bir sırt çantasını okula getirir. Daha sonra sırt çantasını giydiğinde birden ortadan kaybolur. Daha sonra arkadaşları onları aramaya başlar. Bütün okulu ve şehri ararlar. Fakat hiç bulamazlar. Daha sonra şehirden birisi onun sihirbazların şehrine ışınlanmış olabileceğini söyler. (Burası için haftaya bir uzay dedektifi karakterini önereceğim. Belki bana da rol çıkar.)
Onlarda o şehre doğru gitmeye karar veriyorlar. Fakat hiç sihirbazları görmeseler de onlar hakkında olumsuz şeyler düşünüyorlar ve biraz korkuyorlar. İki şehrin arasındaki ormana girdiklerinde ayak izleri görürler ve onları takip etmeye başlarlar. (Burası için tek ayakkabı bulurlar. Sonra ayakkabıyı alırlar ve çok kötü koktuğunu duyarlar gibi bir fikir de geldi.)
Bu kısım üzerine çalışmalar devam ediyor. Fakat şimdilik şöyle bir fikir var. Ormanda bir sihirbaz ve aslanıyla karşılaşıyorlar. Sihirbazdan çok korkuyorlar. Sonra sihirbaz onlara burada ne aradıklarını soruyor. Onlar da hikayelerini anlatıyor. Sihirbaz onlara şehre nasıl gideceklerini ve arkadaşlarını nasıl bulacaklarını anlatıyor. Sonra onlar da sihirbazın anlattığı gibi şehre girip arkadaşlarını buluyorlar. Fakat bu sırada diğer sihirbazlar onları fark ederler. Yakalayıp kralın huzuruna çıkarırlar. O zaman fark ederler ki kral onlara ormanda yardım eden sihirbazdır. (Bu kısmı paralel olarak kaybolan çocuğun hikayesinin de yazılması gerekiyor. Fakat daha o kısım ile ilgili bir fikir bulamadık.)
Senaryo şu an taslak durumunda, sizin de fikirleriniz varsa önerilere açığız.